Ramazan’ın son 10 günü ihya edilmeli

Merhameti sonsuz Rabbimiz tarafından bizlere affımıza vesile olacak özel günler ve geceler ikram edilmiştir. İçinde bulunduğumuz Ramazan-ı Şerifin son on günü de böyle müstesna günlerdendir. Hepimizin bildiği gibi “Cehennemden azat günleri” olan Ramazan’ın son on gününü şanına layık şekilde ihya etmek için müstesna davranışlar sergileyelim.

Peygamber (sav) nasıl ihya etmişse ona benzemeye çalışalım. Anlatıldığına göre Hz. Peygamber (sav) bu günlerde ibadete ağırlık veriyordu. Son on günde evden ayrılıp mescide gidiyor, itikafa giriyor, on gün devamlı ibadet yapıyordu. Cebrail (as) ile karşılıklı mukabele okuyordu.

Unutulmuş bir sünnet:İtikaf

İtikaf, Kurân’da ve sünnette var olan bir ibadettir. Ramazan’ın son on gününde bir Müslüman’ın dış dünya ile ilgisini keserek Allah’ın rızasını kazanmak niyetiyle belli kurallara uymak suretiyle Cuma namazı kılınan bir mescitte kalmasına itikaf denir. Bu nafile, sünnet bir ibadettir. Efendimiz (as) her yıl itikaf yapmıştır.

İtikaf, kişinin kendisiyle bir iç hesaplaşmasıdır. Bizi kulluk için bu dünyaya gönderen rabbimize karşı ne durumda olduğumuzu tespit etmek ve eksik yönlerimizi tamamlamak adına çok güzel bir nefis muhasebesidir. Bir durum değerlendirmesidir.

Pek çok ihtiyacı olan fakir bir gencin, maili imkanları iyi olan bir büyüğünün kapısına gidip, oturup ihtiyaçlarım karşılanıncaya kadar buradan ayrılmayacağım edasıyla 10 gün Mevla’mızın kapısında nöbet tutmanın adıdır itikaf...

Bizler de en azından mescitlere girerken itikaf niyetiyle girsek o sevaptan mahrum kalmayız.

Kadir gecesini ihya etmek

Kadir gecesini ihya etmek 80 küsur senelik bir ibadet sevabı kazandırıyor. Özellikle Yasin-i Şerif ve Ayet el Kürsi gibi ayetlerin her bir harfine binlerce sevap yazılan bir gecede ve Kur’an’ın indiği bir gecede Kur’an okumak en sevaplı bir iştir. Öyleyse o gecede ibadet, dua ve Kur’an okumaya kilitlenelim. O geceyi kadrine yaraşır şekilde değerlendirmeye bakalım.

Kadir gecesi pek çok hikmetine binaen gizlenmiştir. Efendimiz (as) “son on günde ve tek olan gecelerde arayınız” buyuruyor.

İmam Şa’rani hazretleri ramazanın giriş günlerine göre Kadir Gecesi’ni hesaplıyor. “Eğer Ramazanı şerif, Pazartesi günü başlamışsa o sene kadir gecesi 20 ramazanı 21 ramazana bağlayan gecedir” diyor. Bu hesaba göre 20 ağustos cumartesiyi 21 ağustosa bağlayan Pazar gecesini o niyetle değerlendirelim. Her geceyi kadir bilmek gerek...

Sadaka-i fıtır ve zekatlar

Verilmesi borç olan zekat ve Hanefilerce vacip bir ibadet olan Sadaka-i Fıtır dediğimiz fitreler bayramdan önce verilmelidir. Ramazan ayında yapılan bağışların, yapılan hayırların bire bin sevap kazandırdığı unutulmamalıdır. Çevremizdekilere de hatırlatalım. Sadaka-i Fıtır (fitre) vermek oruç tutmayanların da ödemesi gereken mali bir ibadettir. Ayrıca hastalık ve yaşlılığından dolayı oruç tutamayanların vereceği fidyelerinde bu son günde verilmesi çok yerinde bir ibadettir. Fakirlerin bayrama hazırlanmaları için onlara destek olmak, sevindirmek demektir.

Maddi manevi temizlik yapılarak bayrama hazırlanılmalı

Dargın olduğumuz, biraz kırgın olduğumuz insanlarla barışmak ve onları ziyarete gitmek için ruhen ön hazırlık yapıp kendimizi bu işe hazırlamalı, hatta kendimizi bu işe şartlandırmalıyız

Bayram atmosferine girmeliyiz. Affedileceğimiz güzel bir güne kavuşmanın heyecanını yaşamalıyız. Allah’ın bize bir fırsat daha verdiğini düşünüp şükran duygusuyla dolup taşmalıyız. Kadir gecesi gibi, bayram gecesini de çok iyi ihya etmeliyiz.

Özellikle hanımlar ev temizliğini, tatlı ve yemekleri önceden yaparak bu gecede daha çok ibadet ve dua yapmaya gayret etsinler.

Bayram gecesi dualarımızın kabul edildiği bir gecedir. Bu gecenin stressiz, telaşsız geçmesi için bayram hazırlıklarının, ev ve vücut temizliklerinin, alış verişlerin önceden yapılması gerekiyor.

Bayram gecesiyle alakalı olarak Peygamber (sav)in şu sözüne kulak vermelim. “Ramazan ve Kurban bayramı gecelerini ihya edenin kalbi, kalplerin öldüğü günde ölmez.” İhyâ etmek; kalkıp namaz kılmak, zikir yapmak, Kur'an okumak, insanlara ders, sohbet yaparak, irşat ve tebliğde bulunmak sûretiyle sevaplı faaliyetlerle doldurmak, gàfil geçirmemek demektir.

Bayram ve hediyeleşme

Güzel bir planlama yapılmalı. Bayramda kimlere gidilecek? Kimlere ne hediyeler alınacak? Ayırdığımız bütçemize uygun mu? Bunlar detaylıca görüşülecek. Son anda nerede ne bulursak alma zorunda kalınca hem pahalı oluyor hem de isteğimiz hediyeyi bulamıyoruz.

Alınan hediyeler paketlenecek. Bu iş yapılırken mutlaka çocukları da işin içine katalım. Hediye verme alışkanlığını onlara kazandırmalıyız.

Bizim kültürümüzün bir parçası olan el öpmeyi, misafirlere gül suyu, şeker ikram etmeyi ve “bayramınız kutlu olsun.” Demeyi egzersiz yaparak çocuklarımıza öğretelim.

Bayrama çocuklarla birlikte hazırlık yapalım

Bayrama çocuklarımızla birlikte hazırlık yapalım. Bayram şenliklerinin çok canlı olmasına çalışalım.

Çocuklar öyle bir bayram yaşatalım ki bir dahaki bayramı iple çeksinler. Büyük salonlarda “Bayram dede” hediyelerle salona girmeli, heybesinden çıkardığı hediyeleri çocuklara dağıtmalıdır.

Bir zaman bayram yılbaşına denk gelmişti de bizler de sokaklarda dolaşan Noel babaya alternatif “nail baba” çıkarmıştık. Salonda bayram için gelen çocuklara bolca hediyeler dağıtmıştı. Meşru dairede her şeyin bizcesini yapmalıyız.

Bayramlarda çocuğun odası en güzel şekilde süslenmeli ve ona sınıfından arkadaş davet etmesi temin edilmelidir. Davet edeceği arkadaşlarına vereceği oyuncak ve hediyeler dolabına konulmalıdır. Işıklandırmalarla, balonlarla vs. Çocuğun kalbinde bayram sevinci yer edecek şekilde odalarda süslemeler yapılmalıdır.

Çocuğun sevdiği en güzel hediye ne ise onu alıp bayram hediyesi olarak vermeliyiz. Yeğenlerimiz ve akraba çocuklarımız hatta komşu çocukları tarafından sevilmenin yolu onlara güzel bir bayram hediyesi vermekten geçer. “Hediyeleşin ki sevişesiniz.” Hediyenin mutlaka pahalı olması gerekmez. Önemli olan hatırlama ve hatırlanmadır. Unutmadığımızı hatırlatmaktır.

Hediye sadece kendi insanlarımız arasında değil, başka dinden olan komşularımızı da kapsamalıdır. Hediye ile hidayetin aynı kökten geldiğini unutmamalıyız. Hediyeleşme ile aradaki buzlar erimektedir.

Bu gün ve bu geceleri hakkıyla değerlendirmeyi Rabbimiz nasip eylesin.