bilim

Çam Fıstığı Hakkında

Dünya ile üzerindeki mevcudat arasında doğrudan veya dolaylı bir irtibat söz konusudur. Dünyanın da içinde bulunduğu kâinatı ve orada hayat süren canlıları aynı Kudret yaratmıştır. Her şeyi bilen ve bütün mevcudata hükmü geçen Hâlık-ı Mutlak, özellikle insanın her türlü ihtiyacının teminine yönelik, canlı cansız birçok varlık yaratmıştır. Ekosistemde her biri çok mühim hususiyetler taşıyan nice bitki ve meyvenin birçok hikmete binaen yaratıldığı, insanoğlunun ilmî seviyesi arttıkça daha iyi anlaşılmaktadır. Bu bitkiler başta tıp, gıda ve endüstri olmak üzere, çeşitli sahalarda kullanılmaktadır.

‘Koniferler’ denen ve 23 türü bulunan, yurdumuzda göknar, lâdin, sedir, ardıç, servi ve çam adıyla çeşitli bölgelerde görülen orman ürünleri, ekolojik çeşitlilik ve ekonomik fayda açısından oldukça mühim bir yere sahiptir. Bunlar içinde çamgiller (Pinaceae), açık tohumlu bitkilerdir. Bilinen birçok meyvenin aksine, bunların tohumları, meyvenin içinde saklı değil, kozalak pulları üzerindedir. İğne yapraklı olan bu ağaçların birçoğu, her mevsim yeşildir. Ülkemizde, tohumlarının yapısı ve bağlanma şekli farklı olan beş çam türü yetişmektedir. Bunlar; fıstık çamı (Pinus pinea), kızıl çam (Pinus brutia), Halep çamı (Pinus halepensis), kara çam (Pinus nigra) ve sarı çamdır (Pinus sylvestris).

Demir Dengesi ve Hepsidin

Vücudumuzdaki bir maddenin miktarı bulunması gereken sınırların altında veya üstünde olduğunda bir problem ve hastalık var demektir. Meselâ normal sınırlar dâhilinde oksijen hayatî bir molekül iken, fazlası oksijen zehirlenmesine sebep olmaktadır. Demirin eksikliğinde kansızlık (anemi) ve buna bağlı kalb yetmezliği ortaya çıkarken, fazlalığı (hemosiderozis ve hemokromatozis) ise karaciğerde siroza, kalbde yetmezliğe ve pankreasta iltihaba (pankreatit) sebep olmaktadır.

Demir vücutta hiçbir zaman serbest hâlde bulunmaz. Kanda transferin proteinine bağlanarak taşınır. Karaciğerde ise ferritin denen depo proteine bağlı olarak bulunur. Eğer demir serbest hâlde bulunsaydı, hücrelere zarar verir hattâ onların ölümüne sebep olurdu. Demir dengesinin sağlanmasında çok sayıda mekanizmanın işletildiği eskiden beri bilinmektedir. Demir dengesinde bağırsaklar önemli bir vazife yüklenmiştir. Sağlıklı bir insanda bağırsaklardan günde yaklaşık 2 mg demir emilirken yaklaşık aynı miktar demir de atılır. Yeni keşfedilen ve karaciğerde üretilip kana verilen bir hormon olan hepsidin, bir tahterevalli sistemi gibi çalıştırılarak bu hassas demir dengesinin korunmasına yardımcı olur. Bu harika moleküle ayrıca bakterileri öldürme ve onların vücutta çoğalmalarını engelleme görevi verilmiştir. Uzun süren mikrobik hastalıklarda hepsidin miktarı artmakta ve buna bağlı olarak vücuttan atılan demir miktarı da arttığından kansızlık hastalığı ortaya çıkmaktadır.

Dişi Tutan Çelik Bağlar

Gıda maddelerinin vücudumuza alınması için sindirim sisteminden geçmesi gerekir. Bu sistemin en başında bulunan ağzımızın içini döşeyen, güldüğümüzde parlayan, düzgün konuşmamızda önemli roller verilen ve gıdaları öğütmek için çenelerimize inci taneleri gibi yerleştirilen dişlerimiz, maruz kaldıkları çok kuvvetli basınçlara rağmen, nasıl oluyor da yerlerinde dökülmeden durabiliyor?

Dişler; taç ve kök olmak üzere iki ayrı kısımdan meydana gelmektedir. Taç; diş etinin üstünde kalan ve dişin ağız içinde görünen parlak beyaz kısmıdır. Tacın yaklaşık iki katı uzunluğunda olan kök ise, taç kısmının devamında çene kemiği içine uzanır. Bazı dişler tek köklü olmalarına rağmen, bilhassa ağzın gerisine yerleştirilip yüksek çiğneme kuvvetine maruz kalanlar, hem geniş taç yüzeylerine, hem de bu yükleri daha rahat karşılayabilmeleri için iki veya üç köke sahip yaratılmışlardır. Sağlıklı ağızlarda dişlerin kök kısımları, çene kemiği içine gömülmüş olarak diş eti tarafından örtülmüştür. Diş, diş eti ve bağlandıkları kemik yapıların bütününe periodontal (diş çevresi) yapılar adı verilmektedir. Ağız hijyeninin iyi olmaması ve vücuttaki bazı sistemik rahatsızlıklar sebebiyle diş eti ve onun çevrelediği kemikte bazı problemler gelişebilir. Diş eti şişerek dişin taç kısmını örtebilir veya tam tersi, diş eti taçtan uzaklaşarak geri çekilebilir. Diş etinin altındaki kemik yapının hasara uğrayıp diş etinin çekilmesiyle de diş kökü açığa çıkabilir.