kurban

Zil­hic­ce a­yı­na d­âir...

Dün de ifâ­de et­ti­ği­miz gi­bi bu­gün, hac ay­la­rı­mız­dan Zil-hic­ce ayı­nı id­râk et­tik. Bi­lin­di­ği üze­re, ba­zı za­man­lar ben­zer­le­ri­ne na­za­ran çok da­ha kud­sî, mu­kad­des ve mü­bâ­rek­tir. Al­la­hü teâ­lâ, kul­la­rı­na çok mer­ha­met et­ti­ği, acı­dı­ğı için, ba­zı ge­ce­le­re, gün­le­re ve ay­la­ra hu­sû­sî kıy­met ver­miş; bu ge­ce, gün ve ay­lar­da­ki, du­â, tev­be, na­maz, oruç, kur­bân ve hac gi­bi ibâ­det­le­ri ka­bul ede­ce­ği­ni bil­dir­miş­tir. Kul­la­rı­nın çok ibâ­det yap­ma­la­rı, du­â ve tev­be et­me­le­ri için böy­le ge­ce, gün ve ay­la­rı bi­rer se­bep kıl­mış­tır. Böy­le gün ve ge­ce­le­ri ih­yâ et­me­li ve say­gı gös­ter­me­li­dir. Say­gı gös­ter­mek, ha­râm iş­le­me­mek­le olur.
[El-ham­dü lil­lâh, dî­nî bay­ram­la­rı­mız­dan bi­rin­ci­si olan Ra­ma­zân Bay­ra­mı­nı, 30 Ey­lül-1-2 Ekim (1-3 Şev­vâl) tâ­rih­le­rin­de id­râk­le şe­ref­len­miş­tik; Kur­bân Bay­ra­mı ise, dî­nî bay­ram­la­rı­mız­dan ikin­ci­si. 8-11 Ara­lık (10-13 Zil­hic­ce) tâ­rih­le­rin­de de, Kur­bân Bay­ra­mı­nı id­râk­le şe­ref­le­ne­ce­ğiz in­şâ­al­lah. Na­sip olur­sa, öbür haf­ta­ki ma­kâ­le­le­ri­mi­zi bay­ram ko­nu­sun­da yaz­ma­yı dü­şü­nü­yo­ruz.] Ma’lûm ol­du­ğu üze­re, bay­ram gün­le­ri, gü­nâh­la­rın af­fe­dil­di­ği, bir­lik ve be­râ­ber­lik duy­gu­la­rı­nın pe­kiş­ti­ril­di­ği, yok­sul­la­rın se­vin­di­ril­di­ği gün­ler­dir.
“HA­RÂM AY­LAR” ve “HAC AY­LA­RI”
Bu mu­kad­di­me­den son­ra, şim­di de kı­sa­ca “el-Eş­hü­ru’l-hu­rum=Ha­râm Ay­lar” ve “Eş­hü­ru’l-hac=Hac Ay­la­rı” de­ni­len ay­lar­dan bah­se­de­lim:
“HA­RÂM AY­LAR”: Re­cep, Zil-kâ’de, Zil-hic­ce ve Mu­har­rem ay­la­rı­dır.
“HAC AY­LA­RI” da: Şev­vâl ve Zil­ka’de ay­la­rı ile Zil­hic­ce’den ilk on gün­dür. Al­la­hü teâ­lâ, âyet-i ke­rî­me­de (meâ­len) bu­yur­du ki:
“Hac (ay­la­rı), bi­li­nen ay­lar­dır [Şev­vâl, Zil­ka’de ay­la­rı ile Zil­hic­ce’den on gün­dür.] İş­te kim o ay­lar­da hac­cı, ih­râ­ma gi­re­rek ken­di­ne farz ya­par­sa, ar­tık hac­da ka­dı­na yak­laş­mak, gü­nâh iş­le­mek ve kav­ga et­mek yok­tur. Siz ne ha­yır ya­par­sa­nız, Al­lah onu bi­lir. Bir de (hac yâ­hut âhi­ret için) azık edi­nin, mu­hak­kak ki azı­ğın ha­yır­lı­sı tak­vâ­dır ve ey ak­lı tâm olan­lar, ben­den kor­kun.” (Ba­ka­ra sû­re­si, 197)